turkce-dilbilgisi
  Öykü (Hikaye)
 
ÖYKÜ (HİKÂYE)

     Gerçek veya gerçeğe uygun biçimde tasar­lanmış bir olayı, zaman ve mekâna bağlı olarak anlatan kısa yazılara öykü denir. Bu anlamda, öy­kü serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşur. Öykü, genelde bir olaya dayanır. Romanlarda olaylar oldukça geniş bir zaman dilimine yayıl­masına rağmen, öykülerde zaman daha kısadır. Öyküdeki olaylar, belli bir mekanda geçer; birinci şahıs ya da üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılır.

 

Dünya edebiyatında iki ayrı tarzda öykü an­layışı vardır:

 

a) Olay Öyküsü:

     Bu tarz öykülerde anlatılan olaylar kişi, za­man ve mekan unsurlarına bağlı olarak verilir. Merak unsuru ön plandadır. Giriş bölümünden sonra olay veya olaylar gelişmeye başlar, merak unsuru yoğunluğunu artırır, düğüm ya da düğüm­ler atılır. Sonuç bölümünde ise düğümler çözülür, merak giderilir ve oiay bir sonuca bağlanır. Bu teknik, Fransız edebiyatının önde gelen isimlerin­den Guy de Maupassant (Guy dö Mopasan) tara­fından geliştirildiği için bu çeşit öykülere "Ma­upassant tarzı öykü" de denir. Edebiyatımızda Ömer Seyfettin bu tarza uygun öyküler yazmıştır.

 

b) Durum (Kesit) Öyküsü :

     Durum (kesit) öyküsünde anlatılanlar bir so­nuca bağlanmayabilir ve böylece okuyucu üzerin­de farklı çağrışım ve izlenimler yaratılır. Kişiler, yer

ve zaman gibi unsurlar genellikle sezdirme yoluy­la okuyucuya anlatılır. Öyküde esaslı bir olay yok­tur. Bu tarz öykülere, ünlü Rus hikayecisi Anton Çehov tarafından yaygınlaştırıldığı İçin "Çehov tarzı öykü" de denir. Edebiyatımızda Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal bu tarz­da öyküler yazmıştır.


 

Türk edebiyatında öykü:

       Türk edebiyatında Batılı anlamdaki ilk öykü­ler Tanzimat döneminde yazıldı. İlk öykü yazarları, Ahmed Midhat, Emin Nihat, Samipaşazade Sezai ve Nabizade Nazım'dır. Türk öykücülüğünü yet­kinliğe kavuşturan yazar ise Halit Ziya Uşaklıgil oldu. Edebiyat-ı Cedide döneminde öykü türünde yalın diliyle dikkat çeken Uşaklıgil, titiz gözlemcill-ğiyle gerçekçi öykü geleneğini başlatan yazardır. Bu dönemin diğer yazarları Hüseyin Rahmi Gür­pınar, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın ve Ah­met Hikmet Müftüoğlu idi.

 

Meşrutiyet'in ilanından sonra gelişen yeni edebiyat akımıyla birlikte öyküde toplumsal ve si­yasi sorunlar işlenmeye başlandı. Türkçede ya­bancı sözcüklerin temizlenmesi, yazında konuş­ma dilinin hakim olması, taşra yaşamının gerçekçi bir üslupla edebiyata taşınması gibi özelliklerle bilinen bu dönemde Ömer Seyfettin, Türk öykü­cülüğünde yeni bir çığır açtı. Onu Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin, Refik Halit Karay iz­ledi. Sabahattin Ali, Kenan Hulusi Koray, Mem­duh Şevket Esendal Cumhuriyet dönemi öykücü­lüğünü hazırlayan isimlerdir.

 

Cumhuriyet dönemi, 1930'lar sonrasını kap­sar. Bu dönemde alışılmışın dışında bir öykü dün­yası kuran Sait Faik Abasıyanık, Halikarnas Balık­çısı (Cevat Şakir Kabaağaç), diyalogların usta ya­zarı Orhan Kemal, Samet Ağaoğlu,Tarık Buğra, Haldun Taner, Kemal Tahir ve Ahmet Hamdi Tan-pınar öykü yazarları olarak ön plana çıktı. Günü­müzde Türk öykücülüğü geniş bir konu ve üslup zenginliğiyle sürmektedir.


 
  Bugün 28 ziyaretçi (31 klik) kişi burdaydı!  
 

Zirve100 Sayac
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol